Senden Bahsetmeyi Nasıl Nasıl Nasıl Unuturum: The Greatest Love-2011

        “Lütfen bırak da 60-90 sınırında huzur içinde yaşayayım…,,

Nasıl, nasıl, nasıl? Gözlerime inanamıyorum, ben bu dizi hakkında konuşmayı nasıl unutmuş olabilirim?! 😆 Şu zamana kadar izlediklerimin hepsinin önüne geçti desem yalan olmaz sanırım 😉 Geç buldum; ama çabuk kaybetmedim, saydım tam 8 kez izledim :mrgreen: Psikopatlığım tutunca sevdiğim şeyleri tekrar tekrar tekrar hatta tekrar yaparım hehe :mrgreen: Bıkıncaya kadar 🙂 Bıkınca da trajikomik bir durum ama asla yüzüne bakmam 😀 Fakat bu dizi için bu durum asla ama asla geçerli değil 😉 9. kez izlememek için şu an kendimi zor tutuyorum desem inanın bana yalan olmaz 😉 Şşş… “Nasıl bir psikopatlıksa bu?!” dediğinizi duyuyorum ama -_-

Neyse efendim, ben şahaneler ötesi şahanenin şahanesi, fevkaladenin fevkinde olan dizimize geçiyorum. Dikkat…dikkat! Çok fena spoiler içerir, bilginize!

Dok Ko Jin (Cha Seung Won): Bu adam var ya bu adam, bu adamı izlerken ayıla bayıla, ağzım açık, hayran hayran izliyorum. O an bütün dünya ile iletişimim bitiyor yahu 😆 Her dizide bir insan bu kadar datluu, bu kadar karizmatik, bu kadar yağuşuklu olmak zorunda mı 🙂 O ses zaten o ses, bay mikrofonik ses, bir kez daha hayran bırakıyor kendine herkesi 😉 Böylesine ciddi bir adamdan bu kadar tatlı maymunlukları görünce gülmemek ve sevmemek imkansız sanırım 😉 Malumunuz bu bay mikrofonik ses, esas oğlanımız 😀 Çok ünlü, şımarık, ukala, kendini beğenmiş bir aktör rolünde karşımıza çıkıyor. Fakat bu aktörü diğerlerinden ayıran iki özelliği var: 1. Kendini beğenmişliğinden bu zamana kadar hiç aşık olmaması. 2. Yapay bir kalbe sahip olması 😉

Goo Ae Jung (Gong Hiyo Jin): Bu kıza bayılıyorum ben yahu 😉 “Sen zaten herkese bayılıyorsun Deniz!! -_- ” der gibisiniz içinizden; ama hakikaten öyle değil. Secret Garden’ın kızı 1, bu 2. Bu ikisini nedense çok seviyorum. Şu var: Hakikaten ezik büzük kız rolünü bundan iyisi yapamaz, herhalde; kız ihtisas yaptı bu konuda yahu :mrgreen: Öhüüü…öhüüü neyse konumuzu dağıtmayalım. 😆 Bu esas kızımız da az önce de dediğim gibi karizmatik ünü kaybolmuş, ezik ünlülerden bir tanesi. Zamanında bir kız şarkıcı grubu varmış; ancak dağılmış. Şansı da kötü gittiğinden halk tarafından itici görülen bir şarkıcı. Abisi, yeğeni ve babasına bakmakla uğraşan, geçim derdi yüzünden ne rolü verseler atlayan, şaşkın, pasaklı, saftirik bir kız. Fakat bu şarkıcımızı diğerlerinden ayıran bir önemli özelliği var: O da yıllar önce “Küt küt” şarkısını söyleyen sanatçı olması… 😉

Kang Se Ri (Yoo In Ka): Bu da her dizide olduğu gibi esas oğlanı almaya çalışan fitne ficir kız 😦 İşin garip yanı, bu kızı da severim yahu 😆 Secret Garden’dan tanıdığımız bu kız, bu dizide de çok tatlı bir görünüme sahip olarak karşımıza çıkıyor; ancak insanın dışı değil içi iyi olsun içi! Bu da bay mikrofonik sesle dedikodulara gelmiş ve reklam için sevgili gibi davranmaya mecbur olmuş sosyete ünlüsü. Aynı Dok Go Jin gibi kendini beğenmiş, ukala bir tiptir kendisi; fakat onu diğerlerinden ayıran bir özelliği vardır: Kendisi zamanında esas kızımızın yer aldığı şarkıcı kız grubunun solistlerindendir…

Yoon Pil Joo (Yoon Kye Sang): Bu da dizimizin diğer yakışıklı oppalarından. Road Number One’da görmüştük kendilerini. Şu pasaklı esas kızımıza hayran olacak olan doktordur kendisi. Bir evlendirme programına katılır ve yarışmacılardan biri olan bizim pasaklı kıza aşık olur. Fakat kendisini bir anda aşk dörtgeninde buluverir. Acaba reyting kurbanı mı olacaktır yoksa esas kızımızı almayı başaracak mıdır??

Ding Dong: Bu velet ne kadar tatlı bir şeydir yahu 🙂 Çok da akıllı haa 🙂 Esas kızımızın yeğenidir kendisi, halasının birtanesi… Aynı zamanda bay mikrofonik sesin de biricik arkadaşı. Halasının kalbini çalmaya çalışan bay mikrofonik sese yardımları dizi boyunca gülmeye güldürmeye değer 😀

Bu Ding Dong’un Spiderman sahnesine çok güldüm ya 😀 Hele hele Dok Go Jin’in “Böyle göbekli Spiderman mi olur?” sözüne çok gülmüştüm 😀 Garibim Ding Dong göbeğini de içine çekiyordu 🙂 Çok güldüm çok ya 😀 😀

Dok Go Jin’in Goo Ae Jung’ı kendisine aşık etmek etmek için anlattığı hikâyeler de çok komikti 😀 Tavuk ve açelya hikâyesi öldürdü beni gülmekten 🙂 Allah’ım bu adamın mimikleri ne kadar komik yahu :mrgreen:

Bunlar da dede ile torun, çakma Hyun Bin hehe 😀

Bu sahne çok etkileyiciydi. Ayakkabıları kimseye kaptırmaması, sonra da gidip elleriyle kızın ayakkabısını giydirmesi, kızın ve basının önünde dimdik durması çok ama çok karizmatik bir davranıştı. Ne diyeyim, Dok Go Jin bu, her şey beklenir 😉

Burada dedim ki ayyyy olamaz, çok utanç verici bir şekilde yakalandı. Üstelik kurbağa göbeğiyle kız metro girişinde sıkışıp geçememesi ayrı bir komikti :mrgreen: Bizim jilet gibi takım elbisesiyle dimdik duran karizmatik Dok Go Jin nasıl da kucağına alıp geçirdi 🙂 Aşık adam, tabi kıyamıyor sevdiğinin düştüğü kötü hallere…

Eğer hâlâ bir yerlerde bu diziyi izlemeyen birileri varsa hiç vakit kaybetmeden dizinin başına otursun derim. Bir aşkın bu kadar ezik ve bir o kadar karizmatik hâline şahit olacaksınız. Ve aşkın olmadık insanlara olmadık hareketler yaptırdığını görünce çok şaşıracaksınız. Kendini beğenmiş insanların hiç bitmeyen egosunu yerle bir ederken, sefilleri de ne kadar gururlu yaptığını göreceksiniz. Aşkın ne kadar güçlü olduğuna bir kez daha tanık olacaksınız. Ve tüm bunları izlerken yüzünüzde engel olamadığınız bir gülümseme hatta şen kahkaha ile keyfiniz büsbütün yerine gelecek. Engel nedir tanımayan aşk hepinizi bir kez daha inandıracak kendisine…

-Bugün çok havalı olmak beni çok yordu.

-Ne yapıyorsun?

-Şarj oluyorum…

-Yani şimdi benden hoşlanmıyor musun?

-Ding dong!

“Ama zehrini bu kadar çabuk büyütürsen

ölmez misin?,,

“Kalbin sevdiğin kişi için küt küt atar…,,

“Kalbin kendi seçimini yaptı. Kalbinin yapay olduğunu söylememiş miydin daha önce? Bence o kalp çok zeki.,,

“Aslında kalbim sık sık küt küt etti…Ama elimi sana uzatmaya korktum…,,

Kore Tutkusu, Senden Bahsetmeyi Nasıl Nasıl Unuturum: The Greatest Love-2011 içinde yayınlandı | , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Tango Hiç Bu Kadar Güzel Olmamıştı: Scent Of a Woman-2011

Bazı çiçekler güneşte açmaz, açmaları için soğuk kış geceleri gerekir…

Uzuuuun zaman aradan sonra efkarlandım ve izlediğim eski dizilerden biriyle siftah yapmaya karar verdim 😀 Evveett, denizin sayfasının tutkunları var mıdır veya hâlâ kalmış mıdır bilinmez 😆 ama biz bismillah diyerek sayfamızın güncellemesine başlayalım, belli olmaz belki bereketli olur hehe 😀

O birrr umut dizisi…

O birrr mücadeleden asla vazgeçme örneği…

O birrr bir kadının hem seksiliği hem duygusallığı hem çaresizliği hem komik durumları…

Bir de tangoyla bezendi mi oh oh işte romantikliğin tavan yaptığı dizidir: Scent of a Woman 😉

Lee Dong Wook (Kang Ji Wook): Bu yakışıklı adam olur da izlenmez mi bu dizi 🙂 Esas oğlanımız her zamanki gibi zengin, karizmatik, iş adamı… Üstelik kızın temel patronu. Üstelik işin içine bir de tango girer 🙂 Her türlü meziyetleri olan böyle yakuşuklu oppayı kim istemez. Bir şekilde yolları kesişen esas kızımıza traji-komik şekilde aşık olur; ancak bilmediği kötü şeyler vardır.

Kim Sun Ah (Lee Yeon Hee): Çirkin şansı dediğimiz tabirin canlı örneğidir bu hatun :mrgreen: Neyse yine şımardım, konuya dönüyorum hemen 😉 İş yerinde düşük bir rütbeyle çalışan bu esas kızımızın kanser hastası olduğu ortaya çıkar. Kızımız da hayatının son günlerini istediği gibi yaşamaya karar verir. İşe de tangoyla başlar 😀 Patronuna duyduğu platonik aşkı da gerçeğe çevirmeye kararlıdır 🙂

Seo Hyo Rim (Sae Kyung): Bu da kötü kadın Mualla :)) Bilindiği üzere zengin, kariyerli, bakımlı hoş hatun olan bu kötü kadın mualla da tahmin edildiği üzere esas oğlanımızın peşine düşmüş avcıdır 😀 Gayet de sağlıklıdır, zıpır gibidir amma velakin gönül bu, patronumuz hasta kızı sevmektedir hehe :mrgreen:

Choi Eun Suk (Uhm Ki Joon): Bu zat-ı muhterem de uzman doktordur kendileri 😀 Esas kızımızın hastalığına kanser teşhisi koyan yakışıklı ve sempatik bay doktor civanım 😀 Sert mizaçlı gibi dursa da zamanla hastasına aşık olacak ve kızımızın peşinden tango kursuna bile yazılacaktır, daha ne olsun daha ne olsun yahu :mrgreen:

Pısırık, utangaç, sakar, şaşkın ve biraz da evde kalmış -aynı benim gibi :mrgreen: – bir fakir kız olan esas kızımız kanser olduğunu öğrenir ve hayatta yapmayı çok isteyip de yapamadıklarını ölmeden önce yapmaya karar verir 🙂 Bu maddelerin içinde patronunu ayartmak da vardır hehe 😀 Tango yapmak da 😀 İkisini de başarır 😉 Ama acaba bu hastalık onların “mutlu son” a ulaşmalarını sağlayabilecek midir?? 😦

Hasta, ölüme adım adım yaklaşmakta olan bir kadın… Ve onu gerçekten seven bir adam. Öleceğini bile bile sevdiği adamla aşkı yaşamak mı yoksa çekip gitmek mi…

“Duygularımız böyleyken nasıl kaçabiliriz?,,

[Resim: zuqe3v9.jpg]

Kadının gözyaşlarına ortak olacağınız, adamın komik hallerine sesli güleceğiniz 🙂 bir dizidir kendileri… Kadının azmi, erkeğin tutkusunun şekil almış biçimidir bu 16 bölüm.

“Yaşamak istiyorum ama benim ölmemi izlemeni istemiyorum.

Yanımda kalmanı istemiyorum, seni istemiyorum.

Git…”

Madde 20: “Sevdiğim erkeğin kollarında uyanmak”

“Bir gün değil, her gün benim kollarımda uyanacaksın!”

Kore Tutkusu, Tango hiç bu kadar güzel görünmemişti: Scent of a Woman içinde yayınlandı | , , , , , , , , , , , ile etiketlendi | 2 Yorum